Bir hayatta kalandan gelen, yalnız olmadığımızı bir kez daha derinden hissettiren bu güçlendirici e-postayı sizinle de paylaşmak istedik. —Bu blogu açmanız çok harika bir şey olmuş. Kendimi bir nebze şanslı hissettim karşılaştığım için. Bunun için sizi çok tebrik etmek ve teşekkür etmek istiyorum. Kendi hikayemi de sizinle paylaşmak isterim. Ama biraz daha hazır olmalıyım sanırım.. ve…“Yol devam ediyor..” yazısını okumaya devam et

Uzun bir ara oldu.Acıları dönüştürmek bazen aylar, bazen yıllar alıyor. Bu ayrılığın nedenini bilenleriniz var, bilmeyenler için söyleyelim. Hayattayım blogunun kurucusu olan Ali yani Aligül, yol arkadaşımız, canımız, 26 Eylül 2013 günü maalesef kanserle mücadele ettiği 1 yılın sonunda aramızdan ayrıldı. Bu ayrılığın acısını içimizden atmamız, halleşmemiz hiç kolay olmasa da, biliyoruz ki Ali’yi heyecanlandıran,…“Yeniden merhaba!” yazısını okumaya devam et

© 2009 Pandora’s Project, Katy  İngilizce orijinalinden okumak için tıklayınız. Bizim hatamız değil! Ergen veya yetişkin olarak geçmişe bakarak sessizliği bozmak için elimize geçen fırsatları kaçırdığımıza üzülmek çok kolaydır. Bunu yaparken korkmuş/kafası karışmış çocuğun bakış açısından değil, yetişkin birinin bakış açısından baktığımızı hatırlamamız gerekir. Çocukken neden söylemediğimizi kendimize hatırlatmamız gerekir, böylece çocuk halimizi daha çok…“Neden söylemedim ki!” yazısını okumaya devam et

MaleSurvivor – İsmin vermeyen bir erkek Bu benim anne-oğul cinsel istismar[1] hikâyem. Dindar bir ailede, bir sürü sorunu olan bir ailede doğdum. Dışarıda başka, içeride başka bir şeydik. Aile içinde huzur yoktu. Babam on-sekiz yaşında kendini dine vermiş ama bunun içki ve sigarayı bırakmasında çok az bir etkisi olmuştu. Annem, iyi bilinen bir vaizin kızıydı,…“Bu benim anne-oğul cinsel istismar hikâyem” yazısını okumaya devam et