Geçen yıl kasım ayında bu yazının başını Ali’ye göndermiştim ve şubat ayında bana şu cevabıyla beraber yazıyı hatırlatmıştı. “Belki yakın zamanda bu yazıyı da tamamlarsın” Bu meseleyi en çok Ali’yle konuşurduk. Yazmanın, ifade etmenin ne kadar zor olduğunu ama zor olduğu kadar da önemli ve gerekli olduğunda hemfikirdik. Hayattayım blogunu da zaten bu amaçla açmıştı….“Zor yazılar serisinin ilki: Tecavüz” yazısını okumaya devam et

Yüzleşmede, çocukken sizi incitmiş kişilerin karşısına, bir yetişkin olarak çıkıp yüz yüze gelirsiniz. Yaşadığınız şeyi cinsel istismar olarak adlandırırsınız, duygularınızı ifade eder ve istismar edenin (kadın/erkek) sizi hangi yönlerden etkilediğini konuşursunuz. Yüzleşmeler, kendi gücünüz ve etkiniz olduğunu öğrendiğiniz için, inanılmaz şekilde güçlendirici olabilir. Doğruyu söyleme özgürlüğünü ve sizi bağlayan sessizliği kırma deneyimini yaşarsınız. Yüzleşmeler, size…“Yüzleşmeler” yazısını okumaya devam et

Aligül, 25 Ekim 2011 Son zamanlarda hem deneyimlerim hem de terapi kitabı beni “dokunmak” ve “dokunulmak” üzerine düşünmeye sevk etti. Kimlere dokunuyorum? Kimlerin bana dokunmasına izin veriyorum? Hangi hislerle dokunuyorum? Bir sürü soru geliyor aklıma. Dokunmak beş duyu organından biri olarak tanımlanıyor. Fil hafızası diye buna derler işte, nerden hatırladıysam! Trans olmak, kadınlardan hoşlanıyor olmam…“kent taç dis! (buna dokunamazsın!)” yazısını okumaya devam et

Aligül, 20 Ekim 2011 Bu senenin başında on yaşındayken uğradığım cinsel istismarın detaylarını anlatan bir yazı yazmış ve bloğuma koymuştum. Şimdi de bu yüzleşmeyi neden ve nasıl yaptığımdan bahsetmek istiyorum. Bu süreçler biraz sancılı oluyor ama aydınlık bir yere varıyor olması –ya da varma umudu- insanı iyi hissettiriyor. Biraz da hayatını ve cinselliğini geri alma…“Utanmadan cinsel istismara uğradım diyebilmek” yazısını okumaya devam et

Aligül, 27 Kasım 2011 1 Eş zamanlı üç şey oldu. Birincisi; bir kadına duyduğum hislerin karşılığının olup olmadığını anlamaya çalışıyordum. Benden hoşlanıyor muydu, hoşlanmıyor muydu? Geçmişte de kadınlara âşık oldum, çoğunda da bana karşı bir şey hissetmedikleri cevabını aldım. Üzüldüm. Bir süre sonra hislerim geçti, bazıları arkadaşım, dostum olarak hayatımda yer almaya devam ettiler. Ret…“Pandoranın Açılan Saçılan Kutusu” yazısını okumaya devam et

Aligül, 22 Ocak 2011 Dokuz veya on yaşındaydım. Ailemle beş yaşından beri her yaz İstanbul’un Anadolu yakasında, Tuzla’ya yakın Bayramoğlu’nda yazlığa giderdik ve okul açılana kadar da orada kalırdık. Dersler bitip, okul kapanınca soluğu orada alırdık. Bütün gün bisiklete biner, denize girerdim. Kışlık evde üç kişiydik ama yazın halamlar gelince sayımız sekize çıkardı. O yaz yine…“Zehir zemberek” yazısını okumaya devam et